|
 |
|
BİLİM KIZLARI |
|
|
|
|
|
 |
|
BİLİM HABERLERİ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
BİLİNEN ''EN KOYU'' MADDE ÜRETİLDİ
.. tarih 18.01.2008, 16:07 (UTC) | | ABD'nin New York eyaletinin Troy kentindeki Rensselaer Politeknik Enstitüsü'nden araştırmacıların geliştirdikleri yeni madde, tek bir karbon atomunun silindirleri kuşattığı karbon nanotüplerden üretildi.
Geliştirdikleri yeni maddenin, ışığı tüm açılardan ve tüm dalga boylarından soğurma özelliğine sahip ideal "siyah madde"ye en yakın özdek olduğunu belirten araştırmacılar, buluşlarının özellikle elektronik ve güneş enerjisi alanlarında kullanılabileceğini kaydettiler.
İk olarak 1991 yılında ortaya atılan karbon nanotüp mimarisi, karbon atomlarının moleküler bir silindir biçiminde birleştirilmesiyle oluşuyor.
Nanotüplerin çapı 1 nanometre, diğer bir deyişle insan kılının 10 binde 1'i kalınlığında.
Araştırmacılar nanotüpleri, laboratuvar ortamında bitki gibi yetiştirmeyi planlıyorlar.
Laboratuvardaki bir reaktöre nanotüp tohumları yerleştirilecek ve karbonmonoksit püskürtülerek, karbon nanotüplerin oluşması veya büyümesi sağlanacak.
| | |
|
MAYMUN BEYNİYLE YÜRÜYEBİLEN ROBOT GELİŞTİRİLDİ
. tarih 18.01.2008, 16:03 (UTC) | | Japon ve ABD'li araştırmacılar, bir maymun beyninin yürüme sırasında bacaklara gönderdiği sinyallerle iki bacağını harekete geçirebilen insansı bir robot geliştirmeyi başardı. Buluş sayesinde engellilere yeniden yürüme yeteneği kazandırılabilecek.
TOKYO - Maymunda bacakları harekete geçiren sinir akımlarını tespit eden Japonya Bilim ve Teknoloji Kurumu ile ABD’nin Duke Üniversitesi araştırmacıları, bu sinyaller sayesinde robotun bacaklarını harekete geçirmesini ve robotun maymun gibi yürümesini sağladı.
ABD'li araştırmacılar iki şempanzeyi yürüme bandında tıpkı insan gibi yürümeleri için eğitti ve bu hareketi sağlayan yüzlerce sinirden gönderilen sinyalleri kaydetti. Japon ekip ise bu bilgileri insansı robotun anlayabileceği talimatlara dönüştürdü.
Buluşlarını dünyada bir ilk olarak tanıtan araştırmacılar, böylece engellileri yürüme yeteneklerine yeniden kavuşturabilecek sinirsel protezlerin yapımında önemli bir adım attıklarını savunuyor.
| | |
|
BİLİMDE MUTHİŞ ADIM
.. tarih 18.01.2008, 16:01 (UTC) | | Bilim dünyası "hayalet dokunun sırrı" ile çalkalanıyor. Ölmüş bir fareden alınan kalp çalıştırıldı.
Amerikalı bilim insanları, ölü farelerden alınan kalpleri, laboratuvar ortamında nakledilen kalp hücreleri yardımıyla yeniden çalıştırmayı başardı. 8 gün sonra kalp pompalama işlemi yapmaya başladı. Hayalet dokunun sırrı bilim dünyasını altüst etti.
“Nature Medicine” dergisinde yayınlanan araştırmanın, hastalara nakledilmek üzere kök hücrelerden organ üretilmesi çalışmaları için yeni bir açılım olacağı belirtiliyor.
Araştırmayı yöneten Minnesota Üniversitesi'nden Dr. Doris Taylor ve ekibi, ölü farelerin kalplerinden, varolan tüm hücreleri temel kolajen yapıyı bozmadan “yıkadılar”. Geride kalan jelatin benzeri temel yapıya, yeni doğmuş farelerin kalp hücrelerini enjekte eden uzmanlar, bu karışımı besleyici bir solüsyonun içinde “gelişmeye” bıraktı.
8 GÜNDE ÇALIŞTI
4 gün sonra, aşılanmış kalplerin “büzülme” hareketi yapmaya başladıkları gözlendi.
Araştırmacıların, bu büzülmeleri koordine etmek için bir kalp pili kullandıkları, 8 gün sonra kalplerin “pompalama” işlemi yapmaya başladıkları belirtildi.
HAYALET DOKU
Taylor, aldıkları organlardan tüm hücreleri “yıkayarak” ayıkladıklarını, sonuçta ellerinde “hayalet bir doku” kaldığını söyledi. Bu yapı iskeletinin, “kolajen, fibronektin ve laminin” içerdiği belirtildi. Bu “iskeletleri” yeniden çalıştırabilmek içinse, daha iyi işlev göreceği düşünülen henüz olgunlaşmamış hücrelerin kullanıldığı kaydedildi.
Ekibin lideri Taylor, “doğanın, en mükemmel yapı iskelesini ürettiğini farkettiklerini” belirterek, laboratuvar ortamında doğaya gerekli malzemeleri sağlayıp yolundan çekilmenin mümkün olup olmadığını denediklerini kaydetti.
ORGAN ÜRETİLECEK
Uzmanların, gelecek aşamalarda bir domuz ya da kadavradan alınmış “yapı iskeletine” kök hücreler enjekte ederek işlev gören organlar üretmeyi amaçladıkları belirtiliyor.
Araştırma ekibinin, deneyi fare ve domuz kalpleri üzerinde uyguladıkları ancak yalnızca farelerde başarıya ulaştıkları ifade edildi.
Başlangıç olarak tanımlanan bu araştırmanın, bir donör kalbin “iskeletinde” kök hücrelerin gelişebileceğini gösterdiği ve bu nedenle çok önemli bir adım olduğu kaydediliyor. | | |
|
2070 DE DÜNYA BUZULSUZ KALACAK
HÜRRİYET tarih 18.01.2008, 15:56 (UTC) | | Kuzey Kutbu'nun uydudan çekilen foto?raflaryny inceleyen bilimadamlary, buzullardaki erimenin hyzlandy?yny ve yakyn bir zamanda buzullaryn tamamynyn eriyece?ini açyklady. NASA'nyn uydu aracyly?yyla çekti?i son foto?raflarda, Kuzey'deki buzullaryn 1979'dan bu yana yüzde 9'unun eridi?i tespit edildi. Bin 800 sayfalyk raporda küresel iklim de?i?ikli?i ile seller ya?anaca?y da bildirildi. Bilimadamlary, küresel ysynmanyn neden oldu?u buzul erimeleri ile okyanuslardaki su miktarynyn artaca?yny, bunun sonucunda da deniz seviyesine yakyn bölgelerin sular altynda kalaca?yny belirtti. Isynmanyn 2070'te dünyayy buzulsuz byrakaca?y açyklandy.
| | |
|
2070 DE DÜNYA BUZULSUZ KALACAK
HÜRRİYET tarih 18.01.2008, 15:56 (UTC) | | Kuzey Kutbu'nun uydudan çekilen foto?raflaryny inceleyen bilimadamlary, buzullardaki erimenin hyzlandy?yny ve yakyn bir zamanda buzullaryn tamamynyn eriyece?ini açyklady. NASA'nyn uydu aracyly?yyla çekti?i son foto?raflarda, Kuzey'deki buzullaryn 1979'dan bu yana yüzde 9'unun eridi?i tespit edildi. Bin 800 sayfalyk raporda küresel iklim de?i?ikli?i ile seller ya?anaca?y da bildirildi. Bilimadamlary, küresel ysynmanyn neden oldu?u buzul erimeleri ile okyanuslardaki su miktarynyn artaca?yny, bunun sonucunda da deniz seviyesine yakyn bölgelerin sular altynda kalaca?yny belirtti. Isynmanyn 2070'te dünyayy buzulsuz byrakaca?y açyklandy.
| | |
|
BEYNİMİN KAÇTA KAÇINI KULLANIYORUM?
İNCİ AYHAN tarih 18.01.2008, 15:35 (UTC) | | Beynimiz yaklaşık 10-12 milyar arası nöron (sinir hücresi) içerir. Ancak bilindiği üzere beynimizin çok düşük bir yüzdesini kullanırız. Bunun nedeni aslında sinir hücrelerinin (yani bilgi depolayan nöronların) kendi kendilerini yenileyebilme özelliklerini yitirmiş olmalarıdır. Eğer sini hücresine sentrozom ya da sentrozomun görevini görebilecek enzim nakledilirse kendi kendilerini yenileyebilme özelliklerini kazanabilirler mi? Eğer bu mümkünse, beynimizin daha fazla bölümünü kullanabilir miyiz? (Cansın Kalın)
Beynimizin Yalnızca % 10’unu Kullandığımız Söylencesi
Öncelikle sorunuzun başında belirttiğiniz varsayıma göz atalım isterseniz: “Beynimizin çok düşük bir yüzdesini kullanırız.” Yaklaşık bir asır önce ortaya atılan bu iddianın kaynağı bazı bilim insanlarının söylem ve bulgularının yanlış yorumlanıp çarpıtılmasına dayanıyor. Bugün, sinir bilim ve beyin görüntüleme tekniklerindeki gelişmeler öyle gösteriyor ki, beynimizdeki tüm sinirler çeşitli eylemler sırasında aktive oluyor. Daha açık bir deyişle, kullanmadığımız herhangi bir sinir ağı bulunmuyor. Konuyla ilgili bir başka yaklaşımsa sinir hücrelerinin herhangi bir uyarıcı almadıklarında dejenere olarak işlevselliklerini kaybediyor olma özellikleri. Örneğin, görsel sistem. Gelişmenin erken dönemlerinde göz sinirleri yeterli uyarıcıya maruz bırakılmadıklarında görme yetisi kayboluyor. Benzer şekilde, eğer ki beynimizde kullanılmayan sinir ağları bulunsaydı, işlevselliklerini kaybetmiş olmalarını beklememiz gerekirdi. Fizyolojik kanıtlar bir yana, iddia evrimle de uyuşmuyor. Aktif olmayan, hayatta kalma mücadelemize katılmayan sinir ağları içeren büyük bir beyin evrimsel gelişimle de bağdaşmıyor.
ANCAK
Olgun haldeki sinir hücrelerinin (yani bilgi depolayan nöronların) kendi kendilerini yenileyebilme özelliklerini yitirmiş olmaları gibi bir durum söz konusu. Bu nedenle de, herhangi bir darbe ya da yaşlanma sonucu kaybedilen sinirler beyin kapasitesini doğal olarak olumsuz yönde etkiliyor.
Beyindeki Sinir Hücreleri Gerçekten de Kendilerini Yenileme Yetisinden Yoksun mu?
Beyindeki sinir hücrelerinin kendilerini yenileyebilme yetisinden yoksun olduklarını gösteren çalışmaların öncüsü 1960’larda yaptığı çalışmalarla ismini duyuran bir sinir bilimci: Dr. Pasko Rakic. Nitekim felç ya da diğer beyin zedelenmelerinde hastaların kaybettikleri konuşma ve yürüme gibi yetileri daha sonradan tekrar edinememeleri de bu bulguları destekler nitelikte. Ancak başlangıcı 1965 yılında sıçanlar üzerinde yapılan deneylere dayanan ve son yıllarda hız kazanan bir takım çalışmalar, beyindeki bazı bölgelerde sinir hücrelerinin yenilenebildiğini gösteriyor. Özellikle de belleksel işlevleri olan hippokampüs bölgesi ile makaklar üzerinde çalışılan üst düzey bilişsel işlemlerden sorumlu ve evrimsel gelişimde son sırada yer alan düşünme, koklama ve duyma ile ilişkili korteks bölgelerinin kök hücreler sayesinde sinirsel yönden yenilenebildikleri bulgular arasında. Ancak bilim insanları, bu çalışma sonuçlarının Alzheimer ya da Parkinson gibi sinir hücreleri kaybı içeren bir takım hastalıkların tedavisinde kullanılabilmesi için klinik ve uygulamaya yönelik daha çok çalışma yapılması gerektiğini söylüyorlar.
Gelelim Sentrozomlarla Sinir Hücreleri Arasındaki İlişkiye...
Sinir hücresinin başka bir hücre üretme olasılığının kalmadığı gelişim aşamasında sentrozoma rastlanmıyor. Her ne kadar bazı araştırmacılar, yaralanmaların olduğu birtakım yetişkin beyni bölgelerinde sentrozoma rastlamış olduklarını rapor etmişlerse de sonraki araştırmalar bu bulguları pek de kanıtlar nitelikte değil. Sinir hücreleri, gelişim dönemleri içerisinde özelleştikçe, çoğalma yetilerini de kaybediyorlar. Bölünme yetisinin yitiminin, meydana gelebilecek bölünmelerin, mevcut sinaps ağlarının da bozulmasına yol açabileceğinden evrilmiş olabileceği düşünülüyor.
Sinir Hücrelerinde Sentrozom Görevi Görebilecek Bir Yapı Oluşturulursa, Kendilerini Yenileyebilme Özelliğini Edinebilirler mi?
Eğer ki sinir hücrelerine böyle bir müdahalede bulunacak olursak, tekrar bölünebilme özelliği kazanacaklardır. Ancak uzmanlar, bu yöntemin tıp uygulamalarında niçin kullanılamayacağına dair iki önemli noktaya işaret ediyorlar:
1.) Eğer ki, sentrozom yapısını kaybetmiş bir hücrede bu yapıyı tekrar oluşturursak, hücre kontrolsüzce çoğalmaya başlıyor. Tıpkı kanser hücreleri gibi. Bu nedenle de bu uygulama, tümör oluşumlarına yol açıyor.
2.) Eğer ki, sentrozom yapısı yalnızca embriyonal dönemde korunan hücrelerde (örneğin, sinir hücreleri) bu yapı müdahale ile sürekli hale getirilirse, hücreler özelleşme durumu göstermiyorlar. Çünkü hücrelerdeki özelleşme, sentrozom yapısının kaybından sonra gerçekleşiyor.
| | |
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
TEKNOLOJİ VE TASARIM |
|
|
|
|
|
 |
|
İCATLARIMIZ |
|
|
|
|
|
|
Bizler Teknoloji ve Tasarım dersindeki heyecanlarımızı nasıl sizlerle paylaştıysak aynı zamanda da icatlarımızı paylaşmak istedik beyeneceğinizden de eminiz:) |
|
|
|
|
|
 |
|
ELEKTRİKLİ SÜPÜRGE |
|
|
|
|
|
|
Dediğim gibi biz sizlerle icatlarımızı da paylaşmak istiyoruz.Bizler insan isteklerinden yola çıkarak müzik çalan, müzik aleti olabilen aynı zamanda da sessiz çalışabilen bir alet tasarladık |
|
|
|
|
|
 |
|
SEVGİLİ İZLEYİCİLER... |
|
|
|
|
|
|
Şuan bizleri desteklediğiniz için tekrar ve tekrar teşekkürler. |
|
|
|
|
|
 |
|
İLKNUR HOCA... |
|
|
|
|
|
|
Öğretmenimiz İLKNUR YÜKSEL ATMACA' ya bize verdiği önemden ve duydugu saygıdan ötürü sonsuz teşekkürler ve sevgiler |
|
|
|
Bugün 5 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı! |